Tahsin Öztiryaki: “Milli projeler geleceğimizi oluşturacak” dedi, yerli üreticiye daha fazla güvenmeye davet etti

Bugün dünyada 120’yi aşkın ülkeye ihracat yapan endüstriyel mutfak sektörünün Türkiye’deki öncü firması Öztiryakiler, küresel salgın Covid-19 sürecinde de çalışmalarını hız kesmeden sürdürdü. Normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte üretim kapasitesini yüzde 80’lere ulaştırdıklarını kaydeden Öztiryakiler Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Öztiryaki, “120 ülkeye ihracat yapan bir firmayız. Pandemi döneminde ihracat kanallarımızla ilişkilerimizi kesmedik. Maske temin edemeyen bazı ülkelere maske ve sağlık ekipmanları yolladık. Desteklerimizden o ülkeler de çok mutlu oldular. Siparişlerimizde azalma oldu ama faaliyetlerimiz devam ediyor. Şu an yurt dışı bağlantılarımız yüzde 80’lere ulaşmış durumda. Çalışmalarımız artarak devam ediyor. Bu süreçte her ihtiyacını kendisi karşılayabilen bir ülke olduğumuzu dünyaya göstermiş olduk. Bu kapsamda ‘Biz bize yeteriz’ söylemi çok doğru.” dedi.

“Yerli malı konusunda daha hassas olmalılar”

Sektörün gelişmesi için Türk yatırımcısı ve kamu kurumlarının yerli üreticiye daha fazla güvenmesi gerektiğine vurgu yapan Öztiryaki, “Türkiye’de hem yatırım yapan firmalar hem de karar verici kurum ve kuruluşlar yerli malı kullanmak konusunda daha hassas olmalıdırlar. Çünkü bu ülkemizin geleceği için çok önemli ve milli bir meseledir. Bu bizim, hepimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğidir. Artık dünyanın da B planıyız. Bundan sonra dünyaya en hızlı şekilde, kaliteli ve uygun mal verecek tek ülke biziz. Salgında, Avrupa Birliği’nde kendine yetemeyecek ülkeler olduğunu gördük. Ülkemiz olarak bütün hatları tamamlayabilecek, toparlayabilecek bir ülke olduğumuzu da verdiğimiz destekler ve kendi kendimize yetebilmemiz ile dünyaya göstermiş olduk. Dolayısıyla bizden kimsenin vazgeçmesi mümkün değil. Önümüzün açık olacağına inanıyorum.” diye konuştu.

“Türkiye’de kendimizi anlatmakta zorlanıyoruz”

Endüstriyel mutfak sektöründe yerli üreticiler olmasına rağmen kullanıcıların yabancı firmalara talebine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Öztiryaki, “Hak vereceğimiz bazı konular olabilir, her ürün için yüzde 100 standartları yakaladık diyemeyiz. Ancak yüzde 90 yakaladığımız standartlar varken Türk yatırımcısı, yerli üreticiye destek olmalı. Zorluk çektiğimiz en önemli konulardan biri, Türkiye’deki yatırımcılara ve kamu kuruluşlarına kendimizi anlatamamak. Onlardan, Türk malına yani ülkemize güvenmelerini istiyoruz. Bazı özel kurumlar, kamu kurum ve kuruluşlarında yerli malı konusunda hâlâ tereddütleri olanlar var. Bu sebeple bazı zorluklar yaşıyoruz. Bu endişelerin ortadan kalkmasını istiyoruz. Öztiryakiler olarak şu anda Türkiye’de yapılan bütün yatırımların içerisinde varız, her sektörde imzamız buluyor. Tren, gemi ve hatta uçakların bazı bölümlerindeki ihtiyaçlarını karşılar vaziyetteyiz. Ülkemizde inşa edilen 11 hastanenin 8 tanesinin mutfağında yabancı firmaların mutfak malzemeleri ağırlıklı olarak var. Sadece 3 tanesinde yerli 3 firmanın mutfakları var. Biz bu sıkıntıyı anlatmaya çalıştık. Şu an İstanbul’da yapılacak Finans Merkezi’nin mutfaklarında yerli ürünler kullanılması için bakanlıklara müracaat ettik. Gerekli hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.” dedi.Milli Tren yapılsaydı, bizim de referansımız olurdu…”

Türkiye’nin ilk milli elektrikli trenin restoran vagonu mutfağı ihalesine ilişkin açıklamalarda da bulunan Tahsin Öztiryaki, “Milli Tren şartnamesinin referans kısmında ‘ihaleye gireceklerin daha önce restoran vagonunun mutfak ve iç dizaynı işleri yapmış olması gerektiği’ne dair bir madde vardı. Biz de TÜVASAŞ yönetimine ulaşıp ‘Siz daha önce Milli Tren ürettiniz de biz mi mutfak yapamadık? Ülkemizde daha önce Milli Tren yapılsaydı, bizim de referansımız olurdu.’ şeklinde haklılığımızı ortaya koyduk. Dünyadaki diğer ülkeler, kendi üreticisini ve yerli malını koruyor, kendi firmalarına pozitif ayrımcılık yapıyor. Dolayısıyla biz başka ülkelerdeki projelere dahil olamamıştık. Konuyu görüşen bakanlığımız söz konusu maddeyi kaldırdı ve Öztiryakiler olarak biz de ihaleye girdik.” dedi.

“Milli projeler geleceğimizi oluşturacak”

TÜVASAŞ’ın tamamen yerli üretim teknolojileriyle ve Türk mühendislerle geliştirdiği Milli Treni’nin gurur kaynağı olduğunu dile getiren Tahsin Öztiryaki şu ifadeleri kullandı: “TÜVASAŞ’ın tamamen yerli üretim teknolojileriyle ve Türk mühendislerle geliştirdiği milli trenimiz hepimizin gurur kaynağı. Türkiye, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yakın gelecekte dünyaya tren seti ihraç eden bir ülke olacak. Biz, Türkiye’de; artık demiryollarımızda ithal tren kullanmayacağız, kendi hızlı trenlerimizi kendi yapacağız. 56 setlik hızlı tren seti üretim programı onayı ile birlikte yakın gelecekte dünyaya tren seti ihraç eden bir ülke olacaktır. Bu sektörü destekleyecek nitelikli insan kaynağı yetiştirecek Raylı Sistemler Enstitüsü kuruldu. Raylı Sistemler Mühendisliği ve Meslek Liselerini daha önce kuran Türkiye, bu konuda bilgi ve insan kaynağı alanına güçlü yatırımlar yapmıştır.  Bizler de, Türkiye’de yerli kaynaklarımızla üretilebilen her ürünün desteklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Devletimiz bu konuda üreticilerimizi sonuna kadar destekliyor. Daha önce milli gemimizin ve milli denizaltımızın mutfak setlerini üretmiş ve teslim etmiştik. Bugün, milli ve yerli trenimizin mutfak setlerini üretmekten ötürü gururluyuz. Bu vagonların içerisinde yabancı firmalardan yüzde 50 oranında fiyat avantajı olan Türk mutfak setleri yer alıyor. Böylesi büyük projelerle Türkiye’nin artık birçok alanda kendi kendine yetecek kabiliyette olduğunu görüyoruz. Yabancı üreticiler milli projeler sayesinde endüstriyel Türk mutfak sektörünün geldiği noktayı da görmüş oluyor. Bu sadece bizim değil, sektörümüzün Türk Sanayisinin bir başarısı. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sanayi Bakanlığımıza ve, Ulaştırma Bakanlığımıza ve TÜVASAŞ yetkililerine bir kez daha teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Yerli ve milli projeler hem ülkemizin, hem de üreticilerimizin geleceği açısından kritik öneme sahip.

“Türkiye, yakın gelecekte dünyaya tren seti ihraç eden bir ülke olacak”

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yakın gelecekte dünyaya tren seti ihraç eden bir ülke olacağını ifade eden Öztiryaki, “Biz, Türkiye’de üretilebilen her ürünün desteklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Devletimiz bu konuda üreticilerimizi sonuna kadar destekliyor. Daha önce milli gemimizin ve birçok gemi mutfağı setlerini üretmiş ve teslim etmiştik. Bugün, milli ve yerli trenimizin mutfak setlerini üretmekten ötürü gururluyuz. Bu vagonların içerisinde yabancı firmalardan yüzde 50 oranında fiyat avantajı olan Türk mutfak setleri yer alıyor. Böylesi büyük projelerle Türkiye’nin artık birçok alanda kendi kendine yetecek kabiliyette olduğunu görüyoruz. Yabancı üreticiler milli projeler sayesinde endüstriyel Türk mutfak sektörünün geldiği noktayı da görmüş oluyor. Eğer bu ihale, yurt dışındaki bir firmaya verilseydi, bu 3 aylık süre zarfında bir tek vida sıkılamazdı ve milli tren mutfaksız olarak raylara çıkardı. Öztiryakiler olarak bu işi başarıyla üstlendik ve yerine getirdik. MilliTren’in yaklaşık yüzde 80’i yerli üretim. Üzerimize düşen görevi sadece biz değil, tüm diğer firmalar da hakkıyla yerine getirdiler. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sanayi Bakanlığımıza ve Ulaştırma Bakanlığımıza bir kez daha teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Yerli ve milli projeler hem ülkemizin, hem de üreticilerimizin geleceği açısından kritik öneme sahip.” diye konuştu.“Markalaşmamız ve katma değerli ürün üretmemiz şart!”

Türk endüstriyel mutfak sektörünü değerlendirerek konuşmasını sürdüren Tahsin Öztiryaki, endüstriyel mutfak sektörünün başlangıç yıllarında Türkiye’nin dünyanın 50 yıl gerisinden geldiğini kaydetti. Buna rağmen yerli firmaların bu açığı çok hızlı bir şekilde kapattığını ifade eden Öztiryaki, “Neredeyse İtalya’nın yüzde 60’ına gelen bir satış kapasitesi yakaladık.  Şu anda İtalya sektörde çok güçlü bir ülke. Bizden daha az ürün üretip daha pahalıya satarak ihracat rakamlarını yükseltiyor, tasarım ve katma değerli ürün satıyor. Turizmin Türkiye’de hareketlendiği 80’li yıllardan bugüne elinden geleni fazlasıyla yaparak ve şu anda dünyada ses getiren bir sektör haline geldik. Avrupa genelinde baktığımızda ilk 3 ülkenin içerisindeyiz, hatta ikinci sırayı zorluyoruz. Bundan sonra yapmamız gereken, markalaşmak ve katma değerli ürün üretmek. Türkiye’nin imajını markalaşmayla birleştirdiğimizde sektörü daha ileri bir noktaya götüreceğiz. Endüstriyel mutfak sektörü hem dünyada hem de diğer sektörler içerisinde kendini kabul ettirmiş bir sektör.” diye konuştu.

“Dijitalleşme çalışmalarımıza hız verdik”

Pandemi döneminde çalışanların salgından etkilenmemesi için gerekli her türlü temizlik ve hijyen önlemlerini aldıklarını ifade eden Öztiryaki, “Sosyal mesafe kurallarına da hassasiyetle uyuyoruz. Bununla beraber mutfakta kullanılan bütün ürünlerin hijyenik kalmalarını  sağlamak amacıyla yeni ürünler üreterek piyasaya sunduk.” dedi. Öztiryakiler olarak salgına paralel olarak djitalleşme çalışmalarını hızlandırdıklarını söyleyen Öztiryaki, “40 kişilik mühendis ekibinden oluşan Ar-Ge merkezimiz de yeni patentler konusunda çalışıyor. Kısa bir süre içinde yeni ürünlerimizin tanıtımını yapacağız.” dedi.

“Türk firmalarını dünyaya taşıyamadık ama dünyayı onlara taşıyoruz”

Son olarak başkanlığını üstlendiği İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) adına başlatılan Sanal Ticaret Heyeti hakkında da bilgiler paylaşan Tahsin Öztiryaki, “İDDMİB sanal fuar ve sanal ticaret heyetleriyle faaliyet yürütüyoruz. 16 ülkenin ticari ateşe ve sanayicileriyle Zoom üzerinden görüşerek, o ülkelerle neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Zamanı boşa geçirmeden, çok daha hızlı bir şekilde bütün dünyayı dolaşıyoruz. Şu anda Şili, Kolombiya ve Meksika’da mutfak eşyaları ticari heyetimiz görüşmeler yapıyor. Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai, Kuveyt ve Katar’da inşaat malzemeleri ticari heyetimiz görüşüyor. Son olarak Özbekistan ve Kazakistan’da ticari heyetimiz görüşmeler yaptılar. Yüzlerce yabancı firmayla yüzlerce Türk firması her gün görüşmeler yapıyor. Kısacası pandemi süresince Türk firmalarını dünyaya taşıyamadık ama dünyayı onlara taşıyarak aradaki bağları kopartmadan daha da güçlendirerek sağlamlaştırdık diyebilirim. Bizden başka hiçbir ülkenin bu şekilde nokta atışı denecek kadar yakın temasları bu dönemde kurduğunu sanmıyorum. Millet olarak çok hızlı adapte olup aksiyona geçebilmemizin avantajlarını yaşadık diyebilirim.” şeklinde sözlerini tamamladı.

#öztiryakiler #tahsinöztiryaki #milliprojeler #millitren #İstanbulDemirveDemirDışıMetallerİhracatçılarıBirliği #İDDMİB #endüstriyelmutfaksektörü #covid19

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir